Deprem bölgesinde incelemede bulunan Halk Sağlığı Komisyonu üyelerinden Prof. Dr. Recep Öztürk, bölgede bulaşıcı hastalık görüldüğünü belirtti. Ancak, sahada yapılan çalışmalar ve koordinasyon sayesinde salgın ve kümelenme durumu olmadığını söyledi.
Deprem gibi doğal afetlerin ardından insanların bir arada kalması, toplu barınma gibi durumlar bulaşıcı hastalık riskini artırabilir. Bu nedenle, sağlık ekipleri ve yetkililer bölgedeki halkın sağlığı için yoğun bir çalışma yürütüyorlar. Bölgedeki insanların sağlığı için hijyen kurallarına uymaları ve toplu alanlardan mümkün olduğunca uzak durmaları önemli bir adımdır.
Bölgede halkın sağlığı için yapılan çalışmalar sayesinde, salgın ve kümelenme durumlarına şimdilik rastlanmamıştır. Ancak, bu durumun devam etmesi için insanların hijyen kurallarına uymaları ve yetkililerin çalışmalarına destek olmaları gerekmektedir.
?Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı (TÜSEB) Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan, Medipol Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Recep Öztürk, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay’da salgın hastalıklara yönelik yapılan saha çalışmalarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
TÜSEB Başkanı Prof. Dr. Erhan Akdoğan, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Hatay illerinde halk sağlığı açısından kapsamlı incelemeler yapıldığını açıkladı. Komisyonun tıp alanında farklı disiplinlerden gelen bilim adamlarından ve alt çalışma gruplarından oluştuğunu belirten Prof. Dr. Akdoğan, şehir merkezlerinin yanı sıra köylerde de verilerin halk sağlığı hizmetlerinin yerinde incelendiğini söyledi. Bu kapsamda çadır ve konteyner kentler ile hizmet veren hastaneler ve kapasiteleri detaylı olarak analiz edildi. Sahadan sürekli olarak toplanan sağlık il koordinasyon verileri üzerinden değerlendirmeler yapıldı.
Prof. Dr. Mustafa Necmi İlhan ise depremlerden sonra bölgedeki halk sağlığı hizmetlerinde anne-çocuk sağlığı ve çocukların aşılanması gibi konularda herhangi bir aksama olmadığını ve rutin gittiğini belirtti. Tetanoz aşılarının devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. İlhan, özellikle gebelerin, çocukların ve kronik hastaların takibinin çok önemli olduğunu vurguladı. Deprem sonrası halk sağlığı hizmetlerinde özellikle anne-çocuk sağlığıyla birlikte hipertansiyon, şeker, kalp hastalıkları gibi kronik hastalığı olan vatandaşların sağlık sorunlarının yerinde tespiti ve eksik ilaçlarının sağlanması önemli bileşenlerden biri olduğunu ifade etti. Prof. Dr. İlhan, tüm ilde bu kapsayıcı hizmetlerin verilmesinin önemli olduğunu belirtti ve sadece merkezde yaşayan, konteyner veya çadır kentte olanlar değil, ilçeler ve beldelerde olanlar için de rutin olarak bu hizmetlerin devam ettiğini söyledi.
‘SAHADA BİR SALGIN YA DA KÜMELENME DURUMU ŞU AN İÇİN YOKTUR
‘Prof. Dr. Öztürk, yaptıkları inceleme ve sonuçları hakkında şöyle devam etti:
Bu bölgede, bulaşıcı hastalıkların oluşmasını önlemek için konaklama yerlerindeki tuvaletler güçlendirilmiş ve sayıları artırılmış, seyyar çamaşırhaneler yaygın hale getirilmiş, banyo imkanları artırılmıştır. Bu nedenle, bulaşıcı hastalıkların kontrol altında olmasının en önemli sebebi bu önlemlerdir. Sahada ve merkezde güçlü bir entegrasyon vardır ve ishal ve solunum yolu enfeksiyonları gibi hastalıkların kontrolü için gerekli sistemler en ileri düzeyde kurulmuştur. Solunum yolu paneli olarak adlandırılan sistem, tüm temel etkenleri kapsar. Sahada şüpheli enfeksiyon veya bulaşıcı hastalık bildirildiğinde, laboratuvar imkanları kullanılarak etkenler hızlı bir şekilde tespit edilir ve sahada tedbirler alınır. Eczanelerin çoğu işlemez durumda olsa da, gerekli ilaçlar mahallinde temin edilmektedir. Bu önlemler, bölgedeki diğer illerdeki enfeksiyonlarla benzer düzeyde bulaşıcı hastalık görülmesine rağmen, güçlü bir koordinasyon ve takip sistemi sayesinde bir salgın veya kümelenme durumu olmadığını göstermektedir. Riskleri önlemek için çok güçlü bir laboratuvar sistemi kurulmuş ve aktif bir takip sistemi uygulanmaktadır.
