Depremin ilk gününde giden UMKE çalışanları yaşadıklarını unutamıyor Kahramanmaraş merkezli ilk depremin ardından bölgeye giden Niğde UMKE’de görevli sağlık çalışanları, yaşadıklarını unutamıyor.
Depremin ilk gününde görev yapan UMKE çalışanları, yaşadıkları deneyimleri hala unutamıyor.
Niğde UMKE Afet İl Sorumlusu Alpay Ayan, Kahramanmaraş merkezli depremin ardından bölgeye yönlendirilen sağlık çalışanlarının deneyimlerine dair açıklamalarda bulundu. Ayan, 6 Şubat’ta Pazarcık ilçesinde meydana gelen depremin hemen ardından saat 05.00’te 3 ekip Kahramanmaraş’a, bir ekip de Hatay’a doğru yola çıktıklarını belirtti. Ekiplerin deprem bölgesine sabah 10.30’da ulaştığını ifade eden Ayan, şunları dile getirdi:
Niğde UMKE’de görevli sağlık çalışanları, Kahramanmaraş merkezli ilk depremin ardından bölgeye giden ekiplerin yaşadıkları zorlukları hala unutamıyorlar.
UMKE Afet İl Sorumlusu Alpay Ayan, depremin ardından Kahramanmaraş’a üç ekibin, Hatay’a bir ekibin gittiğini ve bölgeye ilk ulaşan ekibin kendileri olduğunu belirtti. Ayan, ekibin deprem bölgesine sabah saat 10.30 gibi ulaştığını ve Kahramanmaraş ekibinin enkaz alanlarında çalışırken bir bölümünün de sahra çadırları kurduğunu anlattı. Hastanelerin zarar gördüğü ve etrafta sağlam bina olmadığı için hastaları hastaneye götüremediklerini söyleyen Ayan, Hatay’daki mobil jeneratör araçlarının bütün bölgeye elektrik sağladığını ifade etti. Enkazlarda çalışan ekipler yaklaşık 80 canlı vakaya ulaşarak kurtarma çalışmalarına devam ettiler.

İlk Yaren diye bir kızımızı çıkarmıştık, bunu unutamadım”
Acil Tıp Uzmanı Doç. Dr. Turgut Dolanbay da depremin hemen ardından Kahramanmaraş’a seyahat ettiklerini ifade etti. Deprem nedeniyle yolların oldukça kötü olduğunu ve gitmekte zorlandıklarını vurgulayan Dolanbay, “Şekerova köyümüzde vatandaşlarımızın yardım taleplerine kayıtsız kalamadık. Orada 3 vatandaşımızı canlı çıkardık. İlk Yaren diye bir kızımızı çıkardık, bunu unutamadım. Yaren’in annesi ve kardeşi canlı çıkartılıyor. Babası ve kendisi içeride. Ama güzel bir yaşam üçgeninde kalmışlar. Ciddi travmaları yoktu. Yaren’in hiçbir travması yoktu. Genel durumu iyiydi. Yalnız sıkışmışlardı, çıkarmak için baya uğraştık. Tıbbi kurtarma ekibi olduğumuz için kesici aletlerimiz, demir kesme makaslarımız yoktu. Vatandaştan bulduğumuz birkaç çekiç vardı. Bu malzemelerle kurtardı” ifadelerine yer verdi.
Dolanbay, bu kadar büyük bir yıkıma rağmen devletin tüm imkanlarıyla orada olmaya çalıştığını vurgulayarak, “Silahlı Kuvvetlerimiz, Mehmetçiğimiz, Jandarma Arama Kurtarma timlerimiz, Ulusal Tıbbi Kurtarma ekipleri (UMKE), diğer sivil toplum kuruluşları gelmişlerdi. Mehmetçik yanımızdaydı, özveriyle çalıştı” dedi.
Niğde 112 Acil Çağrı Merkezinde görevli Deniz Öztürk ise, Kahramanmaraş’ın Şekeroba Mahallesi’nde iki katlı bir binadan baba ve kızını çıkardıktan sonra, Gülşen isimli bir kadını çıkarmaya çalışırken enkazın altında ikinci depreme yakalandıklarına söyledi. Kadının ciddi kırıkları olduğu ve serum takviyesi yaptıklarını belirten Öztürk, “İkinci depremdeki sarsıntıdan sonra üstündeki baskı iyice arttığından kurtaramadık. İkinci depremi yaşadıktan sonra bizde de fobiler gelişmeye başladı. Hala psikolojik travmalarını yaşıyoruz. 47 yaşında bir Osman Fırat uzman çavuş kardeşimiz vardı. JAK ekibiyle birlikte güvenli şekilde çıkarttık” diye konuştu.
“6. günde artık kimse sağ çıkmaz dediğim yerde Nehir çıktı, hiçbir yarası yoktu”
UMKE Gönüllüsü Acil Tıp Teknisyeni Tuğba Özdemir ise, Kahramanmaraş’tan ayrılmadan 6. gündeki son vakalarında arabanın yanına düşen 3 kişilik bir aileyi kurtardıklarını anlatarak, şu ifadelere yer verdi:
“11 yaşında kızları ile anne ve babası yüksekten bir arabanın yanına düşmüşler, yaşam alanı oluşmuş. İlk önce kızı çıkarttık, adı Nehir’di. Bu vakayı hiç unutamıyorum. 6. günde artık kimse sağ çıkmaz dediğim yerde Nehir çıktı. Hiçbir yarası yoktu ve Nehir o kadar bilinçli ve sağlıklıydı ki artık biz çok heyecanlıydık, afallıyorduk, o bizi sakinleştiriyordu. Ben sizin hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinizi öpmek istiyorum’ falan diyordu. O bize daha çok cesaret verdi. Ben Nehir’i unutamam” dedi.