Fenerbahçe, Ülker Stadyumu’nun depreme karşı dayanıklılık özelliğinin bulunmadığı yönündeki haberler hakkındaki açıklamasında, “Stadımızın sağlamlığı ile ilgili ortaya atılan iddia ve söylemler gerçeği yansıtmamaktadır” şeklinde ifade kullandı.
Ülkemizde meydana gelen üzücü depremler ve büyük kayıpların ardından, tüm binalarla ilgili artan hassasiyet kamuoyunun malumudur. Bu bağlamda, Fenerbahçe’nin stadı ve kulüp merkezi olan Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi ile ilgili ortaya atılan bazı yorumlar hakkında açıklama yapma ihtiyacı doğmuştur. İlk olarak, stadımızın sağlam olmadığına dair iddialar gerçeği yansıtmamaktadır.
Stadımızda gerekli tüm kontroller ve onarımlar düzenli olarak yapılmaktadır. 2022 yazında başlatılan çalışmalar kapsamında, uzay çatı ve çelik sistemi, çatıyı taşıyan deprem sismik izolatörleri ve çatı membranları yenilenmiştir. Kulübümüz yapı denetimi kapsamında gerekli kontrolleri yapmaktadır ve yapının durumuyla ilgili güncel raporlar Türkiye’nin önde gelen kuruluşlarından alınmaktadır.
Söz konusu raporlarda, uyulması zorunlu yönetmeliklere ilişkin bir aykırılık tespit edilmemiş olup, stadımızda tamamlanmasından bu yana deformasyon veya hasar tespit edilmemiştir.
Ek olarak, Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’ne ait tüm yapısal sağlamlık raporları kulübümüzce ilgili mercilerle paylaşılmaktadır. 6 Şubat 2023 depreminden sonra, kulübümüz tüm tesisleri ve içinde barındırdığı yapılar için bir deprem performans analizi süreci başlatmıştır.
17 Mart 2023’te İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne yazılı başvuruda bulunularak, yeni bir deprem performans analizi çalışması talep edilmiştir. Fenerbahçe Spor Kulübü ve bağlı şirketlerin deprem güvenliği belirleme süreci bu doğrultuda yürütülmektedir. Bu nedenle, süreç hassasiyetle takip edilmektedir ve ilgili süreçlerin sonuçları camiamız ve kamuoyu ile paylaşılacaktır.
Bu bilgilendirme kapsamında spekülatif açıklamalara itibar edilmemesi gerektiği hatırlatılırken, stadımızın sağlam olmadığı veya zemin problemlerinin olduğu gibi iddialarda bulunanların, bu raporları ve imzaları olan kişilerin kim olduğunu kamu menfaati gözetilerek tüm kamuoyu ile paylaşmaları çağrısında bulunulmaktadır.